Polikistik over sendromu

Polikistik Over Sendromu’nun (PKO) tıp literatürüne ilk tanıtımının Stein ve Leventhal adlı bilim adamları tarafından yapıldığı kabul edilir (“Stein-Leventhal

Polikistik Over Sendromu’nun (PKO) tıp literatürüne ilk tanıtımının Stein ve Leventhal adlı bilim adamları tarafından yapıldığı kabul edilir (“Stein-Leventhal Sendromu”). Bu iki bilim adamı 1935 yılında bir tıp dergisinde yayınladıkları makalede bu sendromu meslektaşlarına aşırı tüylenme, adet görememe, gebe kalamama, aşırı kilo alma ve diğer bazı belirtilerden oluşan bir durum olarak sunmuşlar ve yumurtalıklarda çok sayıda kistik oluşumdan bahsetmişlerdir. Aynı bilim adamları 1948 yılında Polikistik Over Sendromu olan kadınlara patolojik tanı koyma amacıyla yumurtalıklarından ameliyat yoluyla “wedge resection” (kama şeklinde parça çıkarma) şeklinde uyguladıkları biyopsi sonrasında belirtilerinin hafiflediğini veya kaybolduğunu gözlemlemişler ve bu kadınların %90’ının gebe kalabildiğini yazmışlardır. Bundan sonra, temel amacı patolojik tanı koyma olan bu yumurtalıklardan parça çıkarma yöntemi uzun süreler boyu PKO’nun standart bir tedavisi haline gelmiştir. Günümüzde PKO için çok sayıda ilaç tedavisi yöntemi geliştirilmiş olmasına karşın bu yöntemin modifiye edilmiş ve yumurtalıklara ince iğneler batırılması şeklinde uygulanan “drilling”yöntemi dirençli PKO olgularında halen kullanılmaktadır. Çok kısa bir şekilde özetlenecek olursa PKO, yumurtalıklarda çeşitli nedenlerle oluşan bir hormonal ortam dengesizliği sonucu yumurtlamanın bozulması ve yumurtalıklardan aşırı miktarlarda androjen (erkeklik hormonu) salgılanması durumudur. Olayda genel olarak kan şekerinin normal sınırlar içerisinde kalmasını sağlayan insülin hormonu metabolizmasında bozukluk da söz konusu olabildiğinden dışarıdan görünen yüzü çoğu durumda yalnızca bir adet düzensizliği ve tüylenme olan PKO, olaya insülin hormonunun da katılmasıyla aslında tüm vücudu etkileyebilen bir metabolizma hastalığıdır. Polikistik Over Sendromu dışavurumu ve belirtileri çok değişken olabilen bir durumdur. Stein ve Leventhal’in ilk tanımladığı PKO, sendromun ağır ve nispeten ender görülen bir şeklidir. Gerçekte ise PKO yalnızca bir adet düzensizliği ve beraberinde hafif bir tüylenme şeklinde belirti verebileceği gibi bazı durumlarda tek belirti tüylenme olabilir. Bazı kadınlarda temel sorun gebe kalamama şeklinde olabilirken, hiçbir belirti vermeyen ve ancak ultrasonografi veya laboratuvar yöntemleriyle saptanabilen PKO olguları çok enderdir. Bu nedenle PKO belirtilerini bilmek, kadının PKO’dan şüphelenerek doktora başvurmasını sağlamada yeterlidir. Pratik olarak söylemek gerekirse, PKO sinsi bir hastalık değildir. PKO yaklaşık %5 kadında görülen ve çoğu durumda belirti veren, uzun vadede yaratması muhtemel sorunlar için oldukça etkili önlemler alınabilen bir hastalıktır. Özellikle yeni PKO tanısı almış olan kadınlarımızın bilmesi gereken, kendi haline bırakıldığında PKO’nun ciddi sağlık sorunları yaratabileceği, etkili bir şekilde tedavi edildiğinde ise çocuk sahibi olabilme de dahil, hiç PKO’su olmayan bir kadın gibi hayatlarını sağlıklı bir şekilde devam ettirmelerinin mümkün olduğudur.

İçeriği paylaşın :

İlgili Konular

Benzer Başlıklar

Siz De Paylaşın