Flavonoid maddesi içeren siyah çay, kötü kolesterolün (LDL) neden olduğu damar yapısının bozulmasını önlemeye yardımcı oluyor. Antioksidan özelliğe de sahip olan çay, dişte çürümeye yol açan bakterilerin üremesini engelleyerek, diş yüzeyinde meydana gelen plakaları ve asit oluşumunu da azaltıyor. Uzmanlar, on yıl ve daha uzun süre düzenli olarak çay tüketmenin kemik sağlığına katkısı olduğunu ve kemik erimesine karşı kemikleri kalınlaştırdığını da belirtiyor. Yüksek oranda yatıştırıcı etkiye sahip olan triptopan amino asidi içeren çay, bu özelliğiyle gerginliği azaltıyor, uykusuzluk sorununu ortadan kaldırıyor. Cildin daha canlı ve parlak görünmesini sağlayan çayı günde altı bardak içmekse, mikrobik enfeksiyonlara ve olası tümörlere karşı etkili oluyor. Çok fazla tüketilirse damar sertliğine yol açan çay ayrıca, mide asit salgısını artırarak gastrit ve ülsere de neden oluyor. Ülkemizde yemeğin ardından çay içmek bir alışkanlık halini almış olsa da, bu durum mide kaslarının gerilmesine neden olarak hazımsızlığa yol açabiliyor. Ayrıca yenilen besinlerden alınan demirin yetersiz emilmesine ve kansızlığa da neden oluyor. Sindirim sistemi sorunlarından sinir bozukluğuna, el titremesinden yüksek tansiyona dek birçok rahatsızlığın ortaya çıkmasında etkili olan çayı içerken hem miktarını hem de beraberinde kullanılan şeker adedini iyi ayarlamak gerekiyor. Aksi halde, kalp damar hastalıkları, şişmanlık, serum lipit değerinde yükselme gibi olumsuz sonuçlar görülebiliyor.
Çay faydalı mı? zararlı mı?
Flavonoid maddesi içeren siyah çay, kötü kolesterolün (LDL) neden olduğu damar yapısının bozulmasını önlemeye yardımcı oluyor. Antioksidan özelliğe de sahip