Kortizon nedir, hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır

Halk arasında kortizon olarak bilinen madde, tıp literatürüne göre aslında insan vücudu içerisinde bulunan bir hormondur. Böbrek üstü bezlerinin üst kısmından salgılanır.

Genellikle yoğun olarak sabahın ilk saatlerinde, uyanma evresi ile birlikte salgılanan kortizonun vücuttaki işlevi, insanın günlük hayat akışı içerisinde oluşabilecek olaylara karşı hazırlanmasına yardımcı olmaktır. Sabah saatlerinde maksimum seviyesinde, gün içerisinde ise daha az salgılanmaktadır. Beyinden gelen sinyaller vasıtasıyla harekete geçen kortizon, tek başına hareket etmemekte ve beyine bağlı çalışmaktadır. İlk olarak 1938 yılında keşfedilen kortizon hormonu, 1950 yıllarından beri kortizon tedavisi adı altında tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır. Başlangıçta, vücutta yer alan hormonun aynısı tedavi amaçlı kullanılmış iken son dönemlerde daha güçlü etkisi ve daha düşük yan etkileri olduğu kanıtlanan sentetik kortizon türevleri kullanılmaktadır. Kortizon Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır? Kortizon günümüzde pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Romatizmaya bağlı hastalıklar başta olmak üzere, bir çok alerjik durumda, örnek olarak astımla ilgili problemlerde, akciğer hastalıklarında, bir çok cilt hastalığında, göz iltihabı hastalıklarında, kan hastalıkları ve hemotolojik durumlarda, kalp krizi sonrası gelişen bir takım sendrom vakalarında, bazı bağırsak rahatsızlıklarında ve burada sayılamayan daha bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Kortizon çeşitli hastalıklarda kullanılabildiği gibi, çok çeşitli yöntemler ile de vücuda uygulanabilmektedir. Ağızdan tablet şeklinde yutulması olabildiği gibi bunun dışında enjeksiyon ile verilebilmektedir. Ayrıca cilt rahatsızlıklarında doğrudan merhem şeklinde cilde uygulanabilmektedir. Kortizon Tedavisinin Yan Etkileri Nelerdir? Bir çok hastalığın tedavisinde, bir çok farklı şekillerde uygulanan kortizonun yan etkileri de oldukça fazladır. Bu durum ilacın uygulama biçimi, uygulama dozu ve yerine göre de değişkenlik göstermektedir. Kabaca daha düşük dozlarda daha az yan etkiler görülürken, daha yüksek dozlarda daha fazla yan etki görülmektedir. İlacın sistemik uygulanması durumunda vücutta su ve tuz tutulumuna bağlı kan basıncı yüksekliği sık görülen yan etkilerden biridir. Kişide kan basıncının yükselmesi hipertansiyon hastalığı var ise sorun oluşturabilmektedir. Ayrıca tedavi uzun sürecekse, kişide hipertansiyon gelişimi olabilmektedir. Kortizon tedavisi kan şekerini de yükselttiği için, uzun vadede diyabet gibi rahatsızlıkların gelişimi söz konusu olabilmektedir. Kalsiyum metabolizması üzerinde önemli etkileri olduğundan, kemikten kalsiyumu çözüp böbreklerden atılımına neden olduğu için de yine uzun vadede kemik erimesi gibi sorunlara neden olabilmektedir. Çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, psikolojik rahatsızlıkları olanlarda bu rahatsızlığın artması veya aktifleşmesi, bunun dışında endokrin sistem ile ilgili öenmli yan etkiler, ödem, ülser, katarakt, kas güçsüzlüğü gibi kemik iliğinde kan yapımı ile ilgili bir takım yan etkilere sebep olmaktadır. Kortizon tedavisinin bir çok yan etkisi bulunduğundan, hekimin bilgisi dışında doz değişikliği yapılmamalıdır. Doz arttırımı, azaltımı veya ilacın aniden bırakılması, tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Geçmişte tedavinin aniden bırakılması sebebiyle ölüm olayları yaşandığı için bu tedavinin kesinlikle birden bırakılmaması gerekmekte, tedavinin sonunda doz, hekim kontrolünde yavaş yavaş azaltılarak böbrek üstü bezinin fonksiyonlarının yavaş yavaş eski haline gelmesi sağlanarak, azaltılarak bırakılır. Kortizon Tedavisinin Yan Etkilerinden Nasıl Korunulur? Kortizon tedavisi sırasında meydana gelebilme olasılığı bulunan çok sayıda yan etkinin, en aza indirilebilmesi amacıyla çoğunlukla ilacın lokal şekilde kullanılması, bir diğer ifadeyle iltihabın olduğu bölgeye uygulanması gerekmektedir. Ancak bunun mümkün olmadığı ve ilacın bütün vücuda uygulanması gereken durumlarda, ilaca en düşük dozlar ile başlanması, yan etkilerin kısmen daha düşük olmasını sağlamaktadır. İlaca bağlı yan etkilerin azaltılması amacıyla uygulanacak bir diğer yöntem, ilacın vücutta su ve tuz tutulumu yapmasından kaynaklanan bir durumdan dolayı tuz tüketiminin azaltılması gibi etkenlerde ilacın yan etkisinin azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Tedavinin bir diğer yan etkisi olan kemik erimesinin engellenmesi amacıyla, kalsiyum yönünden zengin süt ve yoğurt gibi besinlerin tüketilmesi faydalı olmaktadır.

İçeriği paylaşın :

Benzer Başlıklar

Siz De Paylaşın