İdrar yolları enfeksiyonları ve tedavisi

Neden Olur? Kadınların idrar yolları dışarıya çok kısa bir kanalla açılır. Bu nedenle dışarıdan mikropların girmesi daha kolaydır. Aslında vücudumuzun dış

Neden Olur? Kadınların idrar yolları dışarıya çok kısa bir kanalla açılır. Bu nedenle dışarıdan mikropların girmesi daha kolaydır. Aslında vücudumuzun dış kısmında herkesin belirli oranda iyi ve kötü mikroplar bulunmaktadır. Bu mikropların idrar kesesine girmesi ve çoğalması enfeksiyonların olmasına neden olur. Özellikle vücut direncinin azaldığı durumlarda bunlar daha sık oluşabilmektedir. Aynı şekilde havuz, deniz, sauna gibi ıslak ortamlar, cinsel ilişki, var olan bir genital akıntı gibi durumlar bu nfeksiyonların altta yatan diğer nedenleridir. Ne zaman Doktora Başvurmalı? İdrarda yanma, sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma, idrarın kanlı gelmesi, karın ve bel ağrısı, akıntı, idrar tutamama, ateşlenme, halsizlik gibi şikayetler bize idrar yollarında bir enfeksiyon olabileceğinin işaretlerini vermektedir. Zaten daha önce birkez sistit geçiren tüm bayanlar tekrarladığında hemen anlayabilmektedir. Bu durumda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Şikayetler çok şiddetli değil ise ilk tedbir alınan sıvı miktarını arttırmaktır. Bu durumda şikayeler idrarın mikropları dışarıya yıkaması ile azalabilmektedir. Normal idrar tahlili doktorlara oldukça önemli bilgiler vermektedir. Ancak bazen yeterli olmadığından idrar kültürü de istenebilmektedir. Bu aşamada yapılacak en önemli yanlışlardan birisi kontrolsüz antibiyotik kullanılmasıdır. Yanlış kullanılan ilaçlar ileride daha büyük sorunlar yaratabilmektedir. Eğer enfeksiyonlar bir yıl içerisinde 3 veya daha sık oluyorsa o zaman altta yatan başka nedenlerin de araştırılması gerekebilmektedir. Tedavi Planı Tedavide esas uygun ilaçlarla gerektiği kadar tedavi yapılmasıdır. Uzun süreli antibiyotik kullanımı veya idrar yollarına uygun olmayan ilaçların seçilmesi, geniş spektrumlu adı verilen tüm vücutta etkili olan ve yararlı mikropları da öldüren ilaçların kullanımı hem etki şansını azaltmakta hem de ilerisi için sorunlara neden olabilmektedir. Kısa süreli ( genellikle 3 günlük) tedaviler tercih edilmektedir. İdrar yollarının asitlik derecesinin ayarlanması, sıvı alınımının arttırılması, altta yatan taş, kum gibi başka nedenlerin ortadan kaldırılması tedavi etkinliğini arttırmaktadır. Biz doktorlar idrar yolları enfeksiyonlarını basit ve komplike olmak üzere iki grupta incelemekteyiz. Komplike olan idrar yolları enfeksiyonlarında mutlaka altta yatan başka bir bozukluk da bulunmaktadır. Bu durumda esas olan sadece enfeksiyonu kurutmak değil aynı zamanda altta yatan nedeninin de tedavisi önem kazanmaktadır. BU nedenle idrar tahlili yanısıra ultrasonografi ve kan tahlilleri de doktorunuz tarafından gerekli görüldüğünde istenecektir. İlaçlar: İki şekilde ilaç genellikle tercih edilmektedir. Bunlardan birisi idrar yolu ile atılan ve genellikle idrar yollaı enfeksiyonlarına neden olan E. Coli adı verilen mikroba etkili antibiyotikler, ikincisi de şikayetlerin azaltılmasına yönelik kas gevşetici ve antienflamatuar ilaçlardır. Bu ilaçların yanına hastanın özelliğine göre idrar yolları antiseptikleri de eklenebilmektedir. 3 günlük bir tedavi sonrasında şikayetlerde azalma olmaz ise farklı mikropların olma ihtimaline ve bu mikropların hangi antibiyotiklere duyarlı olduğunun anlaşılabilmesi için idrar kültürü adı verilen testin yapılması gerekmektedir. Buna göre antibiyotik seçiminde değişiklikler yapılabilmektedir. Tedaviyi kolaylaştıran yeni yaklaşımlar: c-vitamini mucizesi burada da geçerlidir. Kimyasal adı askorbik asit olan c-vitamini adından da anlaşılabileceği gibi bir asittir ve idrar yolu ile vücuttan fazlası atılmaktadır. İdrarla atılırken idrarın asitliğini de arttırmaktadır. Asit ortam genellikle pekçok bakteri için yerleşmeyi ve üremeyi engelleyici bir özelliktir. Bu nedenle tedavi etkinliğini arttırırken süreyi kısaltabilmektedir. Yüksek doz yani 1000 mg civarındaki c-vitamininin tedaviye eklenmesi önerilmektedir. Bunun dışında hem yüksek c-vitamini içeriği olan hem de içerdiği bazı kimyasal özellikler nedeni ile mesane içerisinde koruyucu bir film tabakası oluşturan kızılcık suyu ( cranberry) doğal ama etkili bir tedaviyi destekleyen madde olarak kabul edilmektedir. Propolisin doğal bir antibiyotik olduğu, bağışıklığı önemli ölçüde artırdığı, fagosit fonksiyonlarını hızlandırdığı, vücudun antikor salgılayarak hastalıkları önlediği de bildirilmektedir. Propolisin anestetik etkisi de olduğu ve ilaçların etkinliklerini artırdığı da söylenmektedir. Sentetik antibiyotiklerin aksine uzun süre kullanımı propolis zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri de olumsuz olarak etkilememektedir. Bu nedenle ender bulunan propolis geniş spektrumlu antibiyotik olarak kabul edilmektedir. Klinik çalışmalarda propolisin comedo, beriberi, shingles, zosfer psorias, deri ülserine karşı çok etkili olduğunu göstermiştir. Propolis ayrıca ağız yaraları, periodonditis, diş ağrısı, rhinitis, mide ülseri, nefrit, idrar yolları enfeksiyonu, influenza, diare, polypus, özellikle kanser ve diğer birçok hastalıkta da başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Herhangi bir yan etkisi yoktur. Özetle propolis bu yüzyılda keşfedilen en mükemmel doğal ilaçtır. Tabii ki şikayetlerin azaltılması için gıdaların da alınımına dikkat etmek gerekmektedir. Özellikle baharat ve acılı yiyeceklerden kaçınmak yanma şikayetini de azaltacaktır. Korunma Yaklaşımları En doğal ve etkili korunma yöntemi halen daha bol miktarda sıvı almaktır. Bunun yanısıra tedavi sonlandıktan sonra bile en az 1 ay süre ile yüksek doz C-vitaminin kullanılması önerilmektedir. Ayrıca eğer tekrarlayan bir enfeksiyon ile karşı karşıya isek o zaman o bölgedeki iyi mikropların da antibiyotik tedavisinden zarar gördüğünü düşünerek onların tekrar çoğalmasını sağlamak gerekmektedir. Bunun için raim içine konulan fitil şeklinde iyi mikroplar bulunmaktadır. Bunlar tercih edilebilmektedir. Aynı şekilde makat bölgesi de idrar yollarına yakın olduğundan barsakdaki koruyucu floranın da oluşabilmesi için ağızdan ilaçlar verilebilmektedir. Sık tekrarlayan enfeksiyonlarda ilaç başlamadan mutlaka kültür incelemesi gerekmektedir. BAzen mikroplara bağlı olmayan mesanenin başka enfeksiyonları da bulunabilmektedir. Bu durumda antibiyotik kullanılmasının bir faydası olmamaktadır. Kültürde mikrop üremesi olmayan şikayetleri olan hastaların ciddi bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Korunmada birbaşka yaklaşım ise sık tekrarlayan durumlarda koruyucu antiseptik ilaçların ve özellikle enfeksiyon riskinin arttığı cinsel birleşmede tek doz olarak kullanılan antibiyotik tedavileri de verilebilmektedir. İdrar yolları enfeksiyonları son derece rahatsızlık verici ve hayat kalitesini düşürücü bir hastalıktır. Doğru tedavi yapılmadığında ve koruyucu önlemler alınmadığında sorun daha da büyüyebilmektedir. Bunun için doktorunuzla görüşmeli ve tedavi seçeneklerini tartışmalısınız.

İçeriği paylaşın :

İlgili Konular

Benzer Başlıklar

Siz De Paylaşın