Her bitkinin çayı olur mu

Bitki çayı içmeyi çok seviyor olabilirsiniz. Ancak dikkat etemeniz gereken bitkiler olduğunu da sakın unutmayın! Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

Bitki çayı içmeyi çok seviyor olabilirsiniz. Ancak dikkat etemeniz gereken bitkiler olduğunu da sakın unutmayın! Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, içinde kuvvetli biyolojik etkiye sahip bileşenler bulunan bitkilerin çay olarak kullanılması tehlikeli olduğunu, kuvvetli etki gösteren bileşikler taşımayan, önerilen miktarlarda kullanıldığında uzun süreler tüketilmesi sakıncalı olmayan bitkilerin tercih edilmesi gerektiğini belirtiyor. Yeşilada, açıkta satılan bitkisel ürünleri yeterince iyi tanımadığımız için yanlış bitki satın alma ihtimalinin yüksek olduğunu ve buna bağlı olarak beklenilen yararı sağlayamadığı ve hatta sağlığımız için zararlı etkilere yol açabildiğini, güvenilir firmalar tarafından üretilen ambalajlı poşet çayları tercih etmemiz gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca ambalajlı poşet çayların depolama koşullarının, gıda güvenliği sistemlerine uygun olduğunu, hammaddelerin üretime geçmeden önce birçok analizden geçirilerek özel olarak formüle edildiğini, etkilerinin daha sağlıklı olduğunu ve güvenle tüketilebileceğini söylüyor. Bitkiler, birbirleriyle benzerlikleri ve farklılıklarına dayanarak bilimsel olarak sınıflandırılmakta ve adlandırılmaktadır(Botanik Bilimi). Bu suretle, şimdiye kadar yeryüzünde 300.000’i aşkın bitki taksonunun (sınıflandırmada en alt birim) tanımı yapılmıştır. Diğer bir deyişle, Dünya’da 300.000 kadar yüksek bitki türü (mikroskobik olanlar ve gelişmemiş yapılar haricinde) bulunmaktadır. Bu bitkilerin az bir kısmının gıda ve tedavi amacıyla kullanıldığı tespit edilmiştir. Halihazırda bu rakamın 80.000 ile 100.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Şüphesiz, geri kalan bitkilerin biyolojik etkileri ve yararları bulunmadığı şeklinde bir düşünce yanlış olacaktır. Özellikle bu grupta kalan bitkiler, bilim adamları tarafından yeni ilaç molekülleri elde edilmesi amacıyla yoğun ilgi çekmektedir. Mesela, kanser tedavisi amacıyla piyasaya çıkan paklitaksel isimli ilaç, Kanada’da halk arasında hiç bir değeri bulunmadığı düşünülen Taxus brevifolia bitkisinin odunlarından elde edilmiştir. Prof. Dr. Erdem Yeşilada, bitkilerin içeriklerine göre sınıflandırıldığını ve bitkilerde fotosentez sonucu meydana gelen bileşenlerin biyolojik etki kuvvetlerine göre üç grup altında toplandığını söylüyor. Kuvvetli etki eden bitkiler: İçinde kuvvetli biyolojik etkiye sahip bileşenler bulunan bitkilerin çay olarak kullanılması tehlikelidir. Mesela, yüksükotu (Digitalis purpurea) yapraklarında bulunan dijitoksin kalp kasının kuvvetle kasılmasını sağlayan (kardiyotonik) bir maddedir. Ancak bu etkiyi gösterdiği miktar ile öldürücü etkisinin görüldüğü miktar bir birine çok yakındır. Bu nedenle çay olarak kullanılması risklidir. Dijitoksin saf madde olarak bitkiden ayrıştırılıp tablet halinde ve hekim kontrolünde kullanılır. Özellikle vücutta birikerek “Dijital intoksikasyon” olarak tanımlanan zehirlenme tablosuna yol açabilir. Bu bakımdan hekim kontrolünde kullanılması önemlidir. Orta etki eden bitkiler: Uygun miktarlarda ve sıklıkta kullanıldığında zararlı olmayan, ancak uzun süre ve yüksek miktarlarda kullanıldığından bazı olumsuz etkilere yol açabilen bitkilerdir. Zayıf etki eden bitkiler: İçerisinde kuvvetli etkili bileşikler taşımayan, önerilen miktarlarda kullanıldığında uzun süreler ile kullanılması sakıncalı olmayan bitkilerdir. Bu grup bitkilerin etkileri zayıf olduğundan, biyolojik etki giderek kuvvetlenir. Papatya, tıbbi nane, ıhlamur bu tip bitkiler arasındadır. Bitkilerin güvenilirlik değerlendirmeleri dikkate alındığında, bitki çayı olarak “Zayıf etkili bitkiler” grubunda yer alan bitkilerin kullanılması uygundur. Gerekli durumlarda “Orta etkili bitkiler” grubundan seçilebilecek bitkilerin de çayın etkisini desteklemek amacıyla çay bileşimi içerisine katılması mümkündür. Sınıflandırılan bitkilerin birbirleri ile yakın akraba olması onların benzer kimyasal yapılara sahip olduğu ve dolayısıyla aynı biyolojik etkiyi sağlayacağını düşünmek son derece yanlış olur. Mesela, tıbbi nane (Mentha piperita) melez (Mentha aquatica X Mentha spicata) bir türdür ve yaprakları, kökenine göre değişen oranlarda, yüzde 40-90 civarında mentol taşır. Nane yapraklarının biyolojik yararları mentol içeriği ile ilişkilendirilmektedir. Ancak halk arasında “nane” olarak isimlendirilen ve pazarlarda nane olarak satılan farklı bilimsel isme sahip türler bulunmaktadır (Baytop, 1999); • Tüylü nane (Mentha longifolia); • Su nanesi (Mentha aquatica); • Yeşil nane, kıvırcık nane (Mentha spicata); • Nene, filiskin, yarpuz (Mentha pulegium); Hatta bazıları “nane” olarak isimlendirildiği halde bilimsel olarak nane türlerinden (Mentha) farklı bitki gruplarına aittir: • Dağ nanesi (Cyclotrichium niveum) • Kır nanesi (Ziziphora clinopodioides) • Taş nanesi (Micromeria fruticosa) • Kedi nanesi (Nepeta cataria) Yeşilada, bu türlerin yapraklarında mentol oranının oldukça düşük miktarda ya da hiç bulunmadığını dolayısıyla mentol içeriğine bağlı olarak bir etki söz konusu olduğunda tıbbi nane bitkisinin kullanılması gerektiğini aksi takdirde beklenen yararın sağlanmayacağını vurguluyor. Açıkta satılan bitkilerin bir standardı yoktur. Bu konuda yeterli bilgisi olmayan kişilerce çevreden toplanmış olabilirler. Herhangi bir analizden geçirilmeden satışa sunulurlar. Bu şekilde toplanan bitkilerden herhangi bir bilimsel değerlendirme yapılmadan gelişigüzel bir şekilde hazırlanan karışım çayların sağlığa yarardan ziyade zarar verebileceğini gözardı etmemek gerekir. Genel prensip olarak, bitkilerin içerisindeki etkili bileşiklerin bozulmaması için çay hazırlanırken bitkilerin doğrudan kaynatılmasından kaçınılır. Tükettiğimiz tüm gıdalar gibi çayların da kullanım miktarı ve doğru şekilde kullanımı yararları bakımından son derece önemlidir. İnsan yaşamının vazgeçilmezi olan suyun bile aşırı miktarda tüketilmesi vücutta bazı rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Her bitki doğal yapısına göre farklı özellikler taşır. Bazıları fazla demlendiği takdirde acılaşır, bazıları da suda fazla bekletildiğinde şişer. Markalı ürünlerin ise her bitkinin özelliğine göre farklı miktarlarda poşetlenerek istenilen tatta olması sağlanır. Ambalajlı ürünlerin güvenilirliğinde her zaman doğru bitkiye ulaşabilirsiniz. Her bitkinin çayı olur mu?

İçeriği paylaşın :

Benzer Başlıklar

Siz De Paylaşın