Down sendromu (mongol bebek)

Down sendromu genetik bir hastalıktır. Normalde spermlerde ve kadının yumurta hücrelerinde 23 adet tek kromozom bulunur. Döllenme ile bunlar birleşip bebeğin

Down sendromu genetik bir hastalıktır. Normalde spermlerde ve kadının yumurta hücrelerinde 23 adet tek kromozom bulunur. Döllenme ile bunlar birleşip bebeğin 23 çift (toplam 46 adet) kromozomunu oluştururlar. Bazen sperm yada yumurta hücresinde, kromozom yapımında bir hata olur ve spermde yada yumurta hücresinde 21.nolu kromozomdan bir yerine iki adet üretilir. Böylece anormal sperm veya yumurta hücresi 23 adet yerine 24 adet kromomozom taşır (21 nolu kromozom iki adet olmak üzere). Anormal sperm yada yumurta hücresinin normal bir sperm yada yumurta hücresi ile döllenmesi sonunda, oluşan bebeğin toplam kromozom sayısı 47 adet (21 nolu kromozomu ise 3 adet) olacaktır. Down sendromuna bu yüzden trizomi 21 denilmektedir. Bu sendrom doğuştan zeka geriliği, yüzde yapısal bozukluklar, işitme, görme bozuklukları ve diğer sağlık problemleri ile bir arada görülür. Bu saydığımız bozukluklar şahıslar arasında değişkenlikler (ağır yada hafif) göstermektedir. Bu bebeklerde Down sendromuna %40-50 oranında yapısal kalp bozuklukları eşlik eder. Olguların %50 sinde işitme ve görme bozuklukları vardır (katarakt, yakın veya uzağı görememe, şaşılık v.s). Yine bu bebeklerin %10 da barsak anomalileri görülür. Down sendromlu çocuklar nadiren diğer çocuklar gibi yürür, konuşur,kendi başına giyinir ve tuvalet terbiyesi alabilir. Genellikle bunları yaşıtlarından geç olarak yaparlar. Bu çocukların küçük bir kısmı okul öncesi özel eğitim programları ile okuma yazma öğrenebilirler ve normal sınıflara uyum sağlayabilirler. Bu çocuklar genellikle fazla uzun yaşamazlar. Unutmayın Down sendromunun tedavisi yoktur. Tek çare korunmadır. Korunma ise anne karnında erken tanı konulması ve gebeliğin sonlandırılması ile olur. BİR GEBE NE ZAMAN GENETİK DANIŞMANLIK ALMALIDIR Gebeliklerde en büyük problem konjenital (ırsi) hastalıklardır. Kimler genetik danışmanlık almalıdır. 1.Otuz beş yaş üstündeki anne adayları. 2.Ailede konjenital anomalili bebek yada ırsi geçen hastalık öyküsü olan anne adayları 3.Zeka geriliği yada anormal gelişim gösteren çocuk öyküsü olan aileler. 4.İlaç yada toksik madde kullanan gebeler. GEBELİKTE DOWN SENDROMU TARAMA TESTLERİ Koryon villus örneklemesi (anne karnında bebeğin eşinden parça almak), amniyosentez (gebelik kesesinden su almak), kordosentez (anne karnında göbek kordonundan kan almak) gibi bebeğe zarar verebilecek (200 vakada bir düşük yapma riski gibi) tanısal girişimleri en aza indirmek için çeşitli tarama testleri geliştirilmiştir. 1970’lerde trizomi 21(DOWN SENDROMU/ MONGOLİZM) riskini hesaplamak için kullanılan ilk tarama yöntemi ileri anne yaşı idi. Mongol çocuk doğurma riskinin anne yaşı ilerledikçe arttığı bilinen bir gerçektir. Bu risk kadınlarda 25 yaşında 1250 gebelikte bir, 30 yaşında 1000 gebelikte bir, 35 yaşında 400 gebelikte bir, 40 yaşında 100. gebelikte bir görülür. Bu yöntemde sınır değer 37 yaş alındığı takdirde Trizomi 21’li fetusların %30’u yakalanabilmektedir. 1980’lerin sonlarına doğru, anne yaşına ek olarak 16. gebelik haftasında, anne serumumdaki bazı hormonların (alfa feto protein (AFP), östriol (E3) ve human koryonik gonadotropin (hCG)) kan seviyelerinin, trizomi 21’li bebek taşıyan gebelerdeki kan seviyelerinden farklı olduğu görülerek yeni bir tarama testi ortaya çıkarıldı. Bu tarama metodu günümüzde üçlü test olarak bilinmektedir. Bu test tek başına anne yaşının kullanılmasından daha etkin bir yöntem olup, Trizomi 21’li fetusların %60’ını saptayabilmektedir. 1990’larda tarama yöntemi olarak 11-14. gebelik haftaları arasında anne yaşına ek olarak fetusun ense kalınlığı (fetal nukal translüsensi) ölçümü birlikte kullanarak gebenin Down sendromlu bebek doğurma riskini saptama amaçlı kullanılabileceği düşünülerek bir çalışma başlatılmış ve bu çalışma sonucunda 11-14. Gebelik haftasında trizomi tarama testi ortaya çıkarılmıştır. Bu testin avantajları nelerdir? Bu test anne karnında bebeğin Down Sendromu riskini saptama amacı ile kullanılan tarama testlerinin içerisinde en hassas olanıdır (%90). Bu yeni test diğer testlere oranla daha erken dönemde (11-14.gebelik haftalarında) uygulanmakta ve böylece tanı daha erken gebelik haftalarında konulabilmektedir. Bu testin diğer testlere oranla daha hassas olması amniyosentez, kordosentez ve koryonvillüs biyopsisi gibi gebeye ve gebelik ürününe zarar verebilecek girişim oranlarını azaltmaktadır. Çoğul gebeliklerde diğer Down sendromu tarama testleri kullanılamazken, bu yeni test çoğul gebeliklerde her bebek için ayrı ayrı ense kalınlığı ölçülüp risk oranı hesaplandığından rahatlıkla kullanılabilmektedir. Test anneye yada bebeğe zararlı mıdır? Bu testin bebeğe hiç bir zararı yoktur. Bu test sırasında anne adayından kan alınıp hormon seviyelerine bakılır. Aynı seansta gelişmiş bir ultrason cihazı ile bebeğin ense kalınlığı ölçülür. Bu testin en önemli kısmı doğru ense kalınlığı ölçümüdür. Bu test sırasında fetal ense kalınlığı ölçümünün yanı sıra bebeğin baş popo mesafesi ölçümü de gebelik haftasının saptanmasında ve riskin hesaplanmasında çok önemlidir. Normalde ense kalınlığı gebelik haftasının ilerlemesi ile artar. Günümüzde 11-14. gebelik haftaları arasındaki ense kalınlığının haftasına ve gününe göre normal sınırları bilinmektedir. O gebelik haftasında ölçülen ense kalınlığı normalin üstünde ise mongol çocuk olma riski artmaktadır. Bu yüzden bu testtin en önemli parametresini ense kalınlığı ölçümü oluşturmaktadır. Yapılan ölçümlerin milimetrik olması ve farklı ölçümlerin farklı risk oranlarının belirlenmesine neden olması ölçümlerin gelişmiş bir ultrasonografi cihazı ile eğitim görmüş sertifikalı kişiler tarafından yapılmasını gerekli kılmaktadır. Yapılacak hatalı ölçüm yanlış risk oranları hesaplanmasına neden olacak ve gereksiz, gebeliğe zarar verebilecek girişimlere neden olacaktır.

İçeriği paylaşın :

Benzer Başlıklar

Siz De Paylaşın